İçe Dönüklerin Sosyalleşmesi

“İçe dönük olmak, tedavi edilmesi gereken bir durum değildir. Boş zamanlarınızı, hoşlandığınız şekilde geçirin, yapmak zorunda olduğunuzu sandığınız şeyleri yaparak değil.”– Susan Cain

“Sakinler de Kazanır” (Quiet) adlı, 30 dile çevrilmiş ödüllü kitabın yazarı Susan Cain’in çalışmaları, içe dönük kişilik yapısına sahip olduğum için benim ilgimi fazlasıyla çekiyor ve devrim niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Daha önce paylaşmış olduğum TED konuşmasını izlemenizi tavsiye ederim: İçe Dönük Olmanın Gücü

Toplum içinde, içe dönükler hakkında bilinen çok fazla yanlış bilgi var. Bunlardan bazıları: içe dönük kişiler sosyalleşemez, “hayır” diyemez, iş yaşamında başarılı olamaz, liderlik yapamaz, kendi fikirlerini savunamaz, vs. Tabiki bunların hiçbirisi doğru değil. Susan Cain, yapmış olduğu çalışmalarda, içe dönük olmanın bir kişilik özelliği olduğundan ve içe dönük kişilerin de dışa dönük kişiler gibi eşit haklara sahip olduğundan ve kendilerine has daha farklı güçlü yetenekleri olduğundan bahsediyor. Günümüzde her ne kadar dışa dönük olmak, daha makbul bir özellik gibi görünse de, bu gibi çalışmalar sayesinde, toplum bilincinin değiştirilmesi mümkün. Ama en önemlisi de, içe dönük kişilerin, kendilerini hırpalamadan, kendi kişilik yapılarını kabul edebilmeleri ve dışa dönükleri taklit etmeye çalışmamaları.

Bazen çevremizde, fazlasıyla dışa dönük görünen kişilerin aslında içe dönük kişilik yapısına sahip olduklarını, kalabalıklar içinde olmaktansa, kendileriyle başbaşa kalmanın onlara daha iyi geldiğini duyduğumuzda şaşırırız. Cain’e göre, bazı kişiler, çocukluktan beri içe dönük kişilik yapılarını kabul etmeyip, dışa dönük kişileri taklit etmeyi öğreniyor ve mış gibi davranıyor. Daha sessiz ortamlara ihtiyaç duyan kişiler, kendileriyle ilgili bir sorun olduğunu, buna bir tek kendilerinin ihtiyaç duyduğunu düşünüyor ve bu özelliklerini dış dünyaya göstermemeye çalışıyorlar. Ama şu bir gerçek ki, insan nüfusunun neredeyse yarısı bu şekilde hissediyor.

Susan Cain, tıpkı kadın erkek eşitsizliğinde olduğu gibi, ya da bazı yerlerde görülen ırkçı ayırımcılıklar gibi, içe dönük kişilerin de bu ayırımcılığa maruz kaldığından bahsediyor. Dışa dönük olmak güzel bir şey ama içe dönük olmak da güzel bir şey ve aynı derecede saygıyı hak ediyor. Bu tip çalışmalar arttıkça, okullarda, iş yerlerinde, sosyal ortamlarda yaşanılan bu ayırımcılığın da önüne geçileceğine inanıyor.

İçe Dönüklerin Sosyalleşmesi Üzerine Notlar:
İçe dönüklerin sosyalleşmesi üzerine, Susan Cain’in yapmış olduğu bir röportajdan almış olduğum bazı notlar:

İşinizi Akıllıca Seçin: Kişiler, iş arayışlarını daha çok, maaşa göre, ofis ortamına göre, sağlık sigortasına göre, vs. seçerler. Ama değerlendirilmesi gereken en önemli unsurlardan birisi, yapmak istediği işin, kendi doğasına uygun olup olmadığına bakmasıdır. Bazı içe dönüklerin hayallerinde olan iş, yapmak istedikleri iş, dışa açılmalarını gerektiriyor olabilir. Mesela, yıllarca bir kitap yazarsınız ama kitap bittikten sonra onu tanıtım aşamasına geçmek sizin için sıkıntılı bir durum olabilir. Bu gibi durumlar için Cain’in tavsiyesi; sürekli olmasa da bazı durumlarda mış gibi yapmak ama bunu bilinçli olarak, neden yaptığının farkında olarak yapmak. Ancak daha zonra iş biter bitmez, kendi doğanızla örtüşen, sessiz ortamınıza ya da hoşunuza giden rahatlık alanınıza geri dönmek yönünde.
Sosyalleşme İçin Belirli Günler Ayırın: Sosyalleşme için almış olduğunuz davetlere her seferinde gidip gitmemek konusunda kendinizle mücadele etmek yerine, buna bir sistem getirebilirsiniz. Kendinizi çok fazla zorlamadan haftada ya da ayda kaç faaliyete gitmek sizin için uygunsa, o kadar faaliyete katılım konusunda olumlu geri bildirim yapabilirsiniz. Böylece kendinizi yiyip bitirmek yerine, doğanıza uygun olan bir sistem geliştirmiş olursunuz. Herhangi bir sistem geliştirmediğiniz her bir karar verme aşaması, fiziksel ve psikolojik olarak fazlasıyla yorucu olabilir.
Dışa Dönük Yakınlarınızla Ortak Bir Karar Alın: Yakınlarınız, özellikle de eşiniz dışa dönük kişilik özelliğine sahipse (çoğu zaman içe dönükler ve dışa dönükler birbirlerini çekici buluyor), sosyalleşme konusunda ortak kararlaştırılmış bir sistem belirlemeniz gerekebilir. Yani karşılıklı kişilik özelliklerinize ve ihtiyaçlarınıza saygı duyarak, yine rahatsız hissetmeyeceğiniz ölçülerde, sosyalleşme günleri için önceden ortak olarak karar verilmiş belirli günler ayrılabilir.
Odadaki Herkesle Sosyalleşmek Yerine, Kendinizi İyi Hissettiklerinizle Sosyalleşmek:Çoğunlukla öğütlenen şu olur, herhangi bir sosyal ortama girdiğinde, mümkün olduğunca fazla kişiyle tanış ve kart vizit alışverişinde bulun. Ama bana göre ve Cain’e göre bu model herkese uygun bir model olmayabilir ve tek bir modeli takip etmeye çalışmak bir saçmalık. Bir ortama girdiğinde, gerçekten tanımak istediğin ve zaman geçirmek istediğin kişilerle zaman geçirmek de iyidir ve sosyalleşme için çok daha işe yarar bir yöntem olabilir.
Zıt Karakterlerin Ortaklığının Gücü: Her ortaklıkta, birbirini tamamlayıcı kişilik özelliklerine ve yeteneklere ihtiyaç duyulur. Üniversitedeki derslerden hatırladığım bir olgu vardı: “iş başlatıcılar”, “iş tamamlayıcılar”. Bazı kişiler işi başlatma konusunda motive olurken, bazıları da başlamış bir işi bitirme konusunda daha motive olabiliyor ve proje bazlı çalışmalarda da bu gibi kişilik özelliklerine önem verilmesi oldukça önemli. Tıpkı bu örnekte olduğu gibi, içe dönüklerle dışa dönüklerin de tamamlayıcı ortaklık yapması mümkün. Bir ilişkide ya da bir şirket içerisindeki çalışanlar arasında, herkesin aynı yönde aynı tarzda çalışmasını beklemektense, kendine has güçlü ama farklı özelliklerini ön plana çıkararak çalışmalarını beklemek çok daha mantıklı olur. Mesela, içe dönük – dışa dönük kişilerin yaptığı bir ortaklıkta, kitap yazmak ve kitabı hakkında konuşmak içe dönük olan birisinin yapmak isteyeceği şeylerse, dışa dönük olan ortağının da kitabın pazarlanması, gerekli yerlerle gerekli bağlantıların ve anlaşmaların yapılması konularında güçlü olması, bu ortaklığın çok etkili olmasını sağlayabilir.
Rahatlık Alanınıza Dönmemek İçin Kendinizi Fazla Zorlamayın: Sosyal bir ortamda, o günkü sosyalleşme limitinizi doldurduğunuzu ve bir an önce eve, rahatlık alanınıza dönmeyi istiyorsanız, kendinizi fazla zorlamanıza gerek yok. Hatta bazı içe dönükler, her daveti kabul ediyor, orada bulunuyor ama erken ayrılıyorlar. Ve bunda da hiçbir sorun yok. Belki kimse farketmiyor bile erken ayrıldığını ve herkes onun o davete katıldığından da mutlu oluyor. Demekki herkes kendisine en uygun olan sosyalleşme yöntemini geliştirebilir. Bu işin tek bir formülü yok ve olmamalı da…
“Dünyayı, nazik bir şekilde de sarsabilirsiniz.” – Mahatma Gandhi

“Kendinize olan bakışınızı değiştirin, dünyaya olan bakışınız değişsin. Sessiz devrime dahil olun.” – Susan Cain
Hanci.org sizlere daha iyi hizmet sunmak için çerezleri kullanıyor.
Hanci.org sitesini kullanarak çerez politikamızı kabul etmiş olacaksınız.
Detaylı bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası metnimizi inceleyebilirsiniz.